MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

CİHAD

<< 1827 >>

DEVAM: 25- Savaştan Önce islam'a Davet ve Liderin Ordu Komutanına Vasiyeti

 

3. Bureyde el-Eslemi

 

- - (-)

13172 (1)- Süleyman b. Bmeyde, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir askeri birliğe veya bir orduya komutan tayin ettiği zaman özelde komutana takvayı öğütler ve yanındakilere hayır tavsiye edip şöyle buyururdu: "Allah'ın adıyla Allah yolunda, Allah'ı inkar edenlerle savaşın. Müşriklerden düşmanlarınla karşılaştığın zaman onları şu üç şeyden birine davet et. Bu üç davetinden hangisini kabul ederlerse etsinler, sen de onların icabetini kabul et ve onlara dokunma. Onları İslamiyete davet et. Eğer davetine icabet ederlerse sen de onların icabetini kabul et. Sonra onları kendi topraklarını bırakıp muhacirlerin topraklarına hicrete davet et. Hicreti kabul etmeleri durumunda muhacirlerle eşit haklara sahip olduklarını ve muhacirlerin sorumlu oldukları şeylerden de sorumlu olduklarını haber ver. Eğer Müslüman olmayı kabul ederler, ancak memleketlerini terk edip de hicret etmeyi kabul etmezlerse onlara çöldeki Müslüman bedeviler konumunda olduklarını, Allah'ın hükmünün müminlerde olduğu gibi kendilerine uygulanacağını, Müslümanlarla birlikte savaşa katılmadıkları sürece elde edilen mal ve ganimetIerden bir payları olmadığını haber ver. Eğer İslam'ı kabul etmezlerse onlardan cizye iste. Eğer kabul ederlerse onlardan bunu kabul et ve onlara dokunma. Eğer bunu da kabul etmezlerse Allah'tan yardım dile ve onlarla savaş.''

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim (1731) ve Ebu Davud (2612) rivayet ettiler.

 

 

 

13173 (2)- Süleyman b. Bmeyde, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir orduya veya bir askeri birliğe komutan tayin ettiği zaman özelde komutana takvayı öğütler ve yanındakilere hayır tavsiye edip şöyle buyururdu: ''Allah'ın adıyla Allah yolunda, Allah'ı inkar edenlerle savaşın. Ancak ahdi bozmayın, öldürdüğünüz kimselerin uzuvlarını kesmeyin ve çocukları öldürmeyin. Müşriklerden düşmanlarınla karşılaştığın zaman onları şu üç şeyden birine davet et. Bu üç davetinden hangisini kabul ederlerse etsinler, sen de onların icabetini kabul et ve onlara dokunma. Sonra onları kendi topraklarını bırakıp muhacirlerin topraklarına hicrete davet et. Hicreti kabul etmeleri durumunda muhacirlerle eşit haklara sahip olduklarını ve muhacirlerin sorumlu oldukları şeylerden de sorumlu olduklarını haber ver. Eğer (Nlüstüman olmayı kabul ederler, ancak) ülkelerini terk edip de hicret etmeyi kabul etmezlerse onlara çöldeki mümin bedeviler konumunda olduklarını, bedevilerin sorumlu oldukları şeylerden kendilerinin de sorumlu olduklarını, müslümanlarla birlikte savaşa katılmadıkları sürece elde edilen mal ve ganimetIerden bir payları olmadığını haber ver.

Eğer İslam'ı kabul etmezlerse onlardan cizye iste. Eğer kabul ederlerse onlardan bunu kabul et ve onlara dokunma. Eğer kabul etmezlerse Allah'tan yardım dile ve onlarla savaş. Kale içindekileri kuşattığın zaman senden Allah'ın ve Peygamber'inin hükmüne göre teslim olmayı isterlerse Allah'ın ve Peygamber'inin hükmüne göre teslim olmalarını kabul etme. Ama senin, atalarının ve arkadaşlarının hükmüne razı olup teslim olacaklarsa kabul et. Sizin kendi zimmetinizi, babalarınızın ve arkadaşlarınızın zimmetini bozmanızı Allah'ın ve Resulünün zimmetini bozmanızdan daha hafıftir. Kale içindekileri kuşattığın zaman senden Allah'ın hükmüne göre teslim olmayı isterlerse kabul etme. Senin vereceğin hükme göre teslim al. Çünkü Allah'ın hükmünde isabet edip etmeyeceğini bilemezsin.''

Ravi Abdurrahman der ki: "Süfyan bana bu veya buna benzer ifadelerle rivayet etti."

 

Diğer tahric: Müslim (4542-5), Ebu Davud (2612), İbn Mace (2558), Tirmizi (1408, 1617) ve Nesai, es-Sünenu'l-kübra'da (8532, 8627, 8712,8731) rivayet ettiler.

 

 

4. Selman el-Farisi

 

- - (-)

13174 (1)- Ebu'l-Bahteri bildiriyor: Selman bir kaleye veya şehre kadar ulaştı. Arkadaşlarına: "Beni bırakın da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den gördüğüm gibi onları davet edeyim" dedi. Sonra onlara şöyle seslendi: "Ben de sizden bir kişiydim. Ancak Allah beni İslam'a hidayet etti. Şayet Müslüman olursanız bizim lehimizde ve aleyhimizde olan şeyler sizin de lehinizde ve aleyhinizde olur. Müslüman olmayı kabul etmezseniz boyun eğerek cizye verirsiniz. Bunu da kabul etmezseniz sizinle topyekün savaşırız. Zira ''Allah hainleri sevmez.''" üç gün boyunca onları davet etti. Dördüncü günde de saldırı emri verdi ve orayı kuşattık.

 

[Hasen]

 

 

 

13175 (2)- Ebu'l- Bahteri bildiriyor: Selman, İran kalelerinden bir kale yi kuşattı ve arkadaşlarına: "Beni bırakın da davet hususunda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den gördüğüm gibi yapayım" dedi. Sonra onlara şöyle seslendi:

"Ben de sizden bir kişiydim. Ancak Allah beni İslam ile rızıklandırdı. Arapların bana nasıl itaat ettiklerini görüyorsunuz. Şayet Müslüman olursanız ve yanımıza hicret ederseniz bizim lehimizde ve aleyhimizde olan şeyler sizin de lehinizde ve aleyhinizde olur. Eğer Müslüman olur ve yurdunuzda kalırsanız Bedeviler konumunda olursunuz. Onların lehinde ve aleyhinde olan sizin de lehinizde ve aleyhinizdedir. Eğer Müslümanlığı kabul etmeyip cizye vermek isterseniz cizye verenlerin lehinde ve aleyhinde olan sizin de lehinizde ve aleyhinizdedir. üç gün boyunca onlara bunu tekrar etti. Sonra arkadaşlarına: "Onlara karşı saldırıya geçin!" dedi ve kaleyi fethetti.

 

[Hasen]

 

 

 

 

13176 (3)- Ebu'l- Bahteri der ki: Selman el-Farisi, İran kalelerinden bir kaleyi kuşattı. Arkadaşları kendisine: "Ey Ebu Abdullah! Saldırıya geçmeyecek miyiz?" dediğinde: "Hayır, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) davet ettiği gibi davet etmedikçe saldırmayacağız" karşılığını verdi. Sonra onlara gidip: "Ben Farisı'yim ve sizden bir kişiyim. Araplar bana itaat etmektedir. Şu üç şeyden birini seçin. Ya Müslüman olursunuz ya küçülmüş bir şekilde kendi elinizle cizye verirsiniz ya da size karşı savaş açıp sizinle savaşırız" dedi. Onlar: "Ne Müslüman oluruz, ne de cizye veririz, sizinle savaşırız" dediler. Bunun üzerine Selman arkadaşlarının yanına geri döndü. Arkadaşları: "Saldırı ya geçmeyecek miyiz?" deyince: "Hayır" karşılığını verdi. Onları üç gün boyunca davet etti, ama kabul etmediler. Sonunda onlarla savaşıp kaleyi fethetti.

 

[Hasen]